İletişim bilimi ve değişim
Merak ediyorum, İletişim kadar hızlı değişen, değişimin hızla benimsenmesi ve uygulanabilir hale gelmesi, üstelik yaratıcılığın yitirilmemesi gereken bir başka bilim dalı var mı acaba?
Peki ya akademi? Akademinin bu kadar hızlı dönüşme refleksi var mı? Böyle bir kaygısı var mı?
O zaman iletişimin akademik zemini ne olmalı? Nasıl bir içerik oluşturmalı ki çağın gerisinde kalmasın? Akademisyenler kendilerini nasıl geliştirmeliler? Sadece teknolojiyi izlemek yeterli olur mu? Toplumsal değişimler, yeni nesillerin sosyolojik gelişimleri, dünyanın içinde bulunduğu yeni konjonktürler öğretilerin içinde ne kadar yer alıyor? Bu konuda yeterli akademik çalışma var mı? Türkiye’de mevcut 70 küsür iletişim fakültesine karşılık neden buradan mezunların sadece %5’i sektörde iş bulabiliyor?Bu 70 küsür fakülte ve buradaki öğretim üyeleri yukarda saydığım ve sayamadığım daha nice unsuru takip edebiliyor ve gençlere aktarabiliyor mu?
Sanırım iletişim alanının karar vericileri, akademisyenler ve de özellikle YÖK bu sorunları, soruları ciddiye almalılar ve tüm eğitimi tepeden tırnağa elden geçirip yeniden tasarlamalılar. Aksi takdirde ülkemizde ne bu meslek kalacak ne de bu mesleği öğretenler ihtiyaç..