Blog

Post-Truth Çağında Güveni Yeniden İnşa Etmek İçin Ne Yapmalıyız? 🤔

Post-truth yani ‘’gerçeklik sonrası’’ olarak adlandırılan bu dönemde, doğruların yerini hızla yayılan duygular ve kişisel inançlar alıyor. Hepimiz biliyoruz ki dijital platformlarda her gün milyonlarca içerik üretiliyor ve bu bilgi kalabalığında öne çıkmak hiç de kolay değil. Peki, bu karmaşık ortamda bizler, iletişim profesyonelleri olarak güveni nasıl yeniden inşa edebiliriz? 

Öncelikle, doğruluk ve şeffaflık temel ilkelerimiz olmalı diyoruz. Bunun kolay bir vaat olmadığını bilerek söylüyoruz bunu. Mesajlarımızı sadece güzel bir hikaye ve süslü cümlelerle bezemek yerine, somut verilerle desteklememiz şart. Yanıltıcı bilgiler karşısında hızlı ve doğru yanıtlar vererek sorumluluk almalı ve doğruyu savunmalıyız. Çünkü güvenilirlik, bu çağın en değerli iletişim unsuru.

İşin bir diğer püf noktası ise, iletişimin özünün sadece bilgi vermek değil, aynı zamanda dinlemek ve anlamak olduğunu da sanki tekrar hatırlamamız gerekiyor. İnsanlar, empati kurabilen, kendilerine ve değerlerine gerçekten önem veren markalarla daha derin bağlar kuruyor. Propaganda çağı sona erdi diyebiliriz. Bu yüzden onların isteklerini iyi dinlemeli, beklentilerini anlamalı ve bu doğrultuda insan ve çevre odaklı samimi bir iletişim yaklaşımını benimsemeliyiz. 



Öte yandan kurumların varlıkları ve hizmetleri ile insanlara nasıl bir fayda sağladığını anlatabilecek gerçek bilgiye sahip olmalıyız. Bunu yaparken de etik değerlerimizi her adımda göz önünde bulundurmalı; şeffaf, dürüst ve hesap verebilir bir duruş sergileyebilmeliyiz. Etik ilkelere sadık kalmak, sadece kriz anlarında değil, tüm iletişim süreçlerinde bizim pusulamız olmalı.

Unutmayalım, ‘’güven’’ inşa edilmesi zor ama kaybedilmesi çok kolay bir değer. Gelin sektör olarak etik ilklerimizi gözden geçirelim ve birlikte bu zorlu dijital dünyada fark yaratalım. 

A&B’nin etik ilkeleri için bu linki inceleyebilirsiniz.

-Pelin Yıldırım