Blog

Sürdürülebilirlik ve İletişim

Sibel Asna , İzmir Ekonomi Üniversitesi Prof. Alaeddin Asna Konferansı Konuşma Metni

9 Aralık 2022

 

Mesleğimizin ustası, hepimizin iletişim alanını heyecanla kucaklamasını sağlayan hocamız, Prof. Alaeddin Asna’yı anmak ve bu yolda alınabilecek adımları tartışmak üzere, 6. Prof. Dr. Alaeddin Asna Mesleki Gelişim Sempozyumu’nu İzmir Ekonomi Üniversitesi ile birlikte düzenledik.

 

İzmir Ekonomi Üniversitesi ile bu konferansı düzenleme çalışmasına başlarken  “sürdürülebilirlik” konusunu bilinçli olarak önerdik, çünkü ekonomi ve sürdürülebilirlik son derece iç içe geçmiş iki alan.

 

‘’Bugün içinde bulunduğumuz sürdürülebilirlikle ilgili sorunların kaynağında da ne yazık ki ekonomi yatıyor.’’

 

İzmir Ekonomi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin bu alanda yapabileceği çok iş olduğuna inanıyoruz. Ekonominin her dalı için sürdürülebilirlik kaygısını bu fakülte gençlere  aşılarken entegre eğitim programları geliştirebilir. Elinde bu imkanlar mevcut. Bu hem dünya, hem Türkiye, hem de gelecek nesiller için bir umut olur.

 

Zira güçlü ve adil bir ekonomi ancak sürdürülebilirlikle yan yana düşünüldüğünde mümkün olabilecek.

 

Artık tüm eski öğretileri gözden geçirmemiz gerekiyor. Büyüme, kar maksimizasyonu gibi kavramları artık unutmalıyız. Çünkü dünyanın kaynakları ve gezegenin kendisi tüketimi ve kirletmeyi taşıyamayacak durumda.

 

İşte tüm bu nedenlerle İzmir Ekonomi Üniversitesi ve İletişim Fakültesi’nin sürdürülebilirliği en çok ele alması ve içselleştirmesi gereken akademik kurumlardan biri olduğunu düşünüyoruz.

 

‘’Gerçek anlamda sürdürülebilirlikten söz edebilmek için, Birleşmiş Milletler’in belirlediği 17 maddeye de ayrı ayrı odaklanılması gerekiyor.’’

Kapsayıcılık, eğitim hakkı, insana yakışır iş ve ekonomik ortam, temiz su, sorumlu üretim ve türetim gibi pek çok madde üniversitenin işleyebileceği konular.

 

Bunlar görüldüğü gibi genel ekonomiyle ilintili, sosyal olduğu kadar, hatta daha fazla ekonomik boyutuyla ele alınması gereken kavramlar.  Bu noktada da eğitim kurumlarına, özellikle üniversitelere büyük görevler düşüyor. Yarının yöneticilerini, işletmecilerini, ekonomistlerini yetiştiren bir kurum olarak öğrencilerin DNA’sına sürdürülebilirliği işlemek akademinin sorumluluğunda.

 

Ülkemizde iş dünyası bu konulara daha yeni yeni ilgi gösteriyor. Döngüsel ekonomi, türetim ekonomisi gibi konular henüz yeterince ekonomistlerimizin de gündemine girmiş değil. Bu konuyu merak edenlere Dr. Uygar Özesmi’nin yazdığı kitap ve makaleleri tavsiye ederiz.

 

‘’Sürdürülebilirliğin neden iş dünyasının gündemine girmediğinin sebeplerini kendimize sormalıyız…’’

 

Akademi öğretisinin içinde sürdürülebilirlik ne ölçüde ve ne zamandan beri yer almaya başladı, buna bakmamız gerekiyor.

 

Sadece ülkemizden de söz etmiyoruz. Dolayısıyla bu sempozyumun çok önemli bir işlevi olacağını, yol ve ufuk açmasını umuyoruz.

 

İletişim’in bu alanda ve bugünkü çağda hayati öneme sahip olduğuna hepimiz hemfikiriz.

 

Yapılanları, yapılması gerekenleri doğru ve etkili anlatmak, geniş kitlelere tekrar tekrar, her fırsatta ve her yöntemle anlatabilmek işin anahtarı.

 

Ancak bütün bunları anlatabilmek için konuya ve yanı sıra, pek çok başka konuya hâkim olunması gerekiyor.

 

Kişinin etkili ve güçlü olması, karar verici mercilerde veya o mercileri ikna edebilecek yetkinlik, etkinlik ve bilgide olması gerekiyor.

 

‘’İşe kurumlardan başlayalım’’

 

Bugün artık kurumlar görünmek istedikleri gibi olmak zorundalar.

Günümüzde bu kaçınılmaz bir gerçek.

Sosyal medyanın geldiği noktada hiçbir şey gizli kalamıyor, örtbas edilemiyor, göz boyanamıyor.

 

Yeni gelen nesillerin kurumlardan beklentileri de artık çok farklı. Onlar “anlam” arıyorlar. Çalıştıkları kurumun, kârın ötesinde ne gibi bir amaca hizmet ettiğini bilmek istiyor, talep ediyorlar.

 

İşte burada iletişimcilere ve iletişim fakültelerine çok önemli bir rol düşüyor.

 

Şüphesiz ki günümüz müfredatı iletişimin değişen dinamiklerine göre şekilleniyor. Ama bu sadece teknolojiyi anlamakla sınırlı kalmamalı.

 

Bunlara hâkim olmak kadar, bu mesleğe gönül veren ve kariyer düşünen gençlerin, kurumsal gerçekleri de anlayabilecek birikim ve yetkinliklerle donatılması gerekiyor.

 

‘’Bir iletişimci hizmet verdiği kurumun gerçeklerini, ihtiyaçlarını, içinde bulunduğu sektörü, yaptığı işin süreçlerini anlayabilecek ve sorgulayabilecek niteliklere sahip olmalı.’’

 

Yapılan çalışmaları doğru ve etkili şekilde yansıtmanın yanı sıra ne zaman ve ne yapılması gerektiğini, toplumun beklentilerini, önceliklerini anlayacak ve anlatabilecek birikimde olması şart bugünün ve yarının iletişimcilerinin.

 

Yani finans, işletme, üretim, perakende, sanat, kültür ve daha nice alanların en azından birkaçı hakkında bilgi sahibi olmaları gerekiyor.

 

Bu da artık tek dalda iletişim lisansının yetersiz olduğu anlamına geliyor

 

İletişimcilerin kurumların görmediği veya görmemezlikten geldiği “doğru”ları, yenilikleri görebilecek ve ikna edebilecek niteliklere sahip olmaları , o mevkilerde olmaları için de bilgi sahibi olmaları şart.

 

Sürdürülebilirlik konusunda özellikle kurumların iletişim faaliyetlerine yön verecek, geleceğin iletişimcilerine çok iş düşeceğine inanıyoruz. Bu konudaki tüm gelişmeleri, düzenlemeleri adeta bir iş dünyası temsilcisi gibi, öğrencilik dönemlerinden itibaren takip etmelerini ısrarla öneriyoruz.

 

‘’Akademisyenlerin de yaptıkları çalışmalarda, araştırmalarda sürdürülebilirlik konusunu gözetmeleri, farkında olmaları ve çalışmalarını bu yönde geliştirmeleri geleceğimiz için elzem.’’

 

Sonuçta bizim İzmir Ekonomi Üniversitesi’nden ve İletişim Fakültesinden beklentimiz, ekonomiyi ve ekonominin oyuncularını sürdürülebilirlik ekseninde anlayabilecek  ve anlatabilecek öğrenciler yetiştirmesi.

 

Bu arada dikkatimizi çeken bir konu da sempozyuma gelen tebliğ adedinin azlığı oldu.

 

Bu acaba sürdürülebilirlik konusunun henüz iletişim disiplini akademisyenlerinin gündemine girmediğinin bir sinyali mi?

 

Eğer öyle ise konferansımız sürdürülebilirlik ve iletişimin ilişkilerinin, birbirlerine olan etkilerinin irdelenmesi için bir fırsat olsun.

 

Konuyu takip etmeye ve destek vermeye devam edeceğiz.